CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘İzmir bayrağı, İzmir parası’ açıklamasına eş zamanlı olarak 56 ilin Baro Başkanlarının Ankara’ya yürüyüşü tepki çekerken, vatandaşların da “özgürlük” ve “demokrasi” adına vatandaşların huzurunu bozmaya kimsenin hakkı olmadığı yönündeki çıkışları ve özellikle Diyanet Bir-Sen yönetimini bu konuda açıklamaya yapmaya zorlamaları üzerine bir açıklama yapan Genel Başkan Hasan Türüt, “bir belediye Başkanı çıkıyor İzmir sanki ayrı bir devletmiş gibi özerklik çağrıştıran açıklamalar da bulunuyor, bakıyorsunuz avukatlar Anayasa ve Avukatlık Kanunu’nu bahane ederek yürüyüşe geçiyor! Vatandaşların dikkatlerini başka yöne çekmeye yönelik bu eylemlerin arkasında ne var, neler oluyor? Kim düğmeye bastı? Halkımız bu tür eylemlere prim vermez” diyerek gündemi değerlendirdi.
Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt’ün değerlendirmesi şöyle:
“Türkiye bir yandan Covıd-19 salgınıyla mücadele ederken, bir yandan da salgının neden olduğu küresel ekonomik krizi atlatmaya çalışıyor. Öte yandan Suriye ve Kuzey Irak’ta PKK/YPG/PYD terör örgütlerine karşı bir mücadele var. Her zaman ki gibi ABD ve onun güdümündeki emperyalist devletlerin Türkiye’yi içten bölme, fikir çatışmaları ve ekonomik kriz kıskacına alarak zayıflatma ve parçalama planları uygulanıyor. Türkiye’nin iç ve dış siyasi konjektörü bu şekilde ilerlerken, Kurtuluş Savaşı’nın sembol şehirlerinden İzmir’in yerel yönetimi ile, mazlum ve mağdurların yanında yer alması gereken, hak ve adalet savunucularının yaptıkları eylemler ve sorumsuz açıklamalar düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmektedir. Devletimizin bekası ve milletimizin birliği için özellikle siyaset yapanlar, kurumları temsil edenler ve sivil toplum kuruluşlarının sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri ve ülkeyi gereksiz konularla meşgul etmemeleri gerekir. Bu kuruluşların başındaki sorumluluk üstlenmiş kişileri uyarıyoruz: Milletimizin hassas olduğu vatan, bayrak, din kavramlarına karşı konuşurken ve eylem de bulunurken dikkatli olun! Milletimizin milli ve manevi değerlerine saygılı olun. Devletimizin bekası için düşmana karşı milli mücadele verilirken devletin yanında yer alın. Aksi halde bu millet sizi affetmez.
Şehitlerimizin Kemiklerini Sızlatıyorlar!
İzmir için konuşurken ağzınızdan çıkan her sözü iyi tartıp düşünmelisiniz! Çünkü İzmir’in kurtuluşu için yüzlerce şehit verildi. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayın, gazilerimizi üzmeyin. O nedenle diyoruz ki, düşmanla aynı çizgide yürümeyin!
Ülkemizi Karıştırmaya Yönelik Operasyonel Eylemlere İzin Verilemez
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her vatandaşı ve kurumun başındaki insanlar Anayasal çerçeve de haklarını arayabilir. Buna engel olmadığı gibi, hakların nasıl aranacağı da bellidir. Ancak hak arama maksatlı ve art niyetli olursa; dış düşmanlarımızın eline koz vermek, Türkiye’yi karalamak, Türkiye’nin insan hakları ve özgürlükler çizgisinden saparak diktatörce bir yönetim anlayışıyla yönetiliyor algısı oluşturmaya çalışmak, yöneticilerini yıpratmak amacıyla ve ülke içinde de halkımızın algısını değiştirmeye yönelik operasyonel eylemlere kalkışmak mazur görülemez ve affı da yoktur. Çünkü milletin huzurunu bozmaya yönelik her türlü eylemin hukuk kapsamında ele alınıp cezalandırılması gerekir ki, bu konu da Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyoruz. Halkımızın huzurunu bozmaya yönelik bu eylemler cezasız kalmamalıdır. Hem içerideki hem de dışarıdaki mihrakların oyunlarına zemin hazırlanmasına izin verilmemelidir. Sorumsuz açıklamalara izin verilmemelidir. Ülkemizin birliğine ve bütünlüğüne zarar verecek her türlü eylemden uzak durulmalıdır. Bu tür sorumsuzlukları yapanların ve bu düşünce de olanların da bilmeleri gerekir ki, millet bunlara izin vermeyecektir. Bunların yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı, hukuki çerçeve de gereği yapılmalıdır. Devletimizin bekasını ve milletimizin birliğini ve bütünlüğünü tartışmaya açmaya kimsenin hakkı yoktur. Eğer Avrupa’nın ya da başka bir ülkenin idare şeklini, yaşam tarzını ve kültürünü beğenip benimseyen varsa, benimsediği o kültürün içinde yaşamak hakkı vardır; ülkeyi terk edip gider. Zira ülkemizin huzurunu bozmaya, milleti rahatsız etmeye hakları yoktur. Bizler, devletimizin bekası ve milletimizin bütünlüğü için yaşıyoruz. Yanlış yolda olanların tahriklerine kapılmadan, onlara istedikleri fırsatları vermeden hukuki çerçeve de gereken yapılmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Hükümet Üyelerine Teşekkür Ediyoruz
Bu çerçeve de, devletimizin bekası için gece gündüz, soğukta ve sıcakta sınırlarımızı koruyan, bu topraklar için canlarını veren aziz şehitlerimize, kimi zaman uzuvlarını kaybeden, kimi zaman psikolojileri bozulan ve yıpranan kahraman gazilerimize minnet borçluyuz. Allah Celle ve Celalüh kendilerinden razı olsun. Ülkemizi, hem içerideki düşmanlara hem de dış düşmanlara karşı koruma görevini en iyi şekilde yerine getiren Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesine, ülkemizin bekası için mücadele veren, halkımızın huzuru, mutluluğu ve refahı için gece gündüz çalışan başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, onun nezdinde Hükümet üyelerine ve tüm Bakanlıklarımıza teşekkür ediyoruz. Her zaman yanlarındayız. Devletimiz ve milletimizin geleceği için yapılacak her türlü hizmetlerde bir nefer gibi çalışmaya hazırız. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Allah, devletimizi yönetenlere sağlık ve sıhhatler versin.”