Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, Mısır Hükümeti’ne bağlı Mısır Fetva Kurulu’nun yaptığı açıklamanın çirkin ve rencide edici olduğunu söyleyerek basın açıklaması yaptı.
Mısır Fetva Kurulu’nun, İstanbul’un fethini “Osmanlı işgali” olarak açıkladığını belirten Hasan Türüt, bu açıklamanın sadece dünya Müslümanları açısından değil, aynı zaman da Mısır Müslümanları için de utanç verici olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Mısır, Osmanlı idaresinde dinini yaşamış, hak ve adaletin gölgesinde huzurlu ve mutlu bir şekilde hayatını idame ettirebilmiş, namusunu, onurunu ve varlığını Osmanlı’nın gücü sayesinde korumuştur. İstanbul’un fethi, dönemin Mısır ahalisi tarafından sevinç ve mutluluk kaynağı olurken, bugün onların torunları atalarına ihanet etmektedir. İstanbul’un fethini işgal olarak nitelemek kadar aşağılık bir düşünce olamaz. Mısır Fetva Kurulu, adeta “ihanet kurulu” olmuştur! Ancak emperyalizmin maşası olan ve onların uşaklığını yapan Sisi gibi bir hainin ve Siyonizmin emrindeki bir uşağın başında bulunduğu kurulun “ihanet kurumları” olması şaşırtıcı değil!
İstanbul’un fethi bizzat Hz. Peygamber Efendimiz tarafından müjdelenmiştir. “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” hadisiyle fethin anlam ve önemini kat kat artırmıştır. Fetva Kurulu’nun bu açıklamasının din kardeşliğiyle bağdaşmadığını, İslam’ın ümmet bilinci ve din kardeşliğiyle ilgili emirlerine aykırı olduğunu görüyoruz. Bu açıklama, Sisi’nin yönetimi ele geçirdikten sonra dini kurumların politize olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla bu açıklama utanç vericidir. Diktatör Sisi’nin emri altındaki kurumların yozlaştığının göstergesidir. Dolayısıyla Mısır Fetva Kurulu’nun bu açıklamasını şiddetle reddediyor ve kınıyoruz. Cezayir Barış Toplumu Hareketinin Başkanı Abdurrezzak Mukri’nin de ifade ettiği gibi, “Fetva Kurumu’nun açıklamasından sonra hakkı batıldan ayırt etme konusunda bir müphemlik kaldı mı?” aynı fikirdeyiz ve bu hain müpheme şunu hatırlatmak istiyorum: Osmanlı olmasaydı senin babanın adı ya Sam, ya da Benjamin olurdu. Bu nedenle yüzüne örttüğün İslam maskesini çıkar, açık ve net ol! Kalbindeki pisliği kusarken dikkatli ol! Müslümanlar senin gibi bir pisliğin kursağında olanı bilir! Yahudi ağzıyla konuşmak size bir şey kazandırmaz. Ve şunu unutma ki, er geç Mısır’da Yahudi uşaklarının elinden alınacak ve Müslüman bir belde olacaktır. Müslümanlar bir gün Mısır’ı da fethedeceklerdir. O zaman Türkiye, senin gibi Yahudi ağzıyla konuşmayacak, içten ve samimi olarak alkışlayacak, destek olacak ve sevinecektir.”
