diyanet bir-sen yatay logo

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMEK İÇİN HÜKÜMET NEYİ BEKLİYOR?

Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, İstanbul Sözleşmesinden çekilmek için hükümetin neden beklediğini, sordu!

İstanbul Sözleşmesiyle ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanının inceleme talimatı verdiğini ancak bugüne kadar bir gelişme olmadığını belirten Türüt, %92’si Müslüman olan Türkiye’de halkın neredeyse tamamına yakınının bu sözleşmeden çekilmek gerektiği yönünde eğilim gösterdiğini belirterek şunları söyledi:

“İstanbul Sözleşmesi tartışılıyor ve gündemini koruyor. Halkın gündemini meşgul eden bu ucube sözleşmenin bir an önce uygulamadan çekilmesi gerekiyor. Zira bu sözleşme yürürlükte olduğu müddetçe pek çok ailenin dramına şahit olacağız. Gençlerimizin sokaklarda zelil durumlarını izleyeceğiz. ‘Kadının beyanı esastır’ ilkesinden yola çıkılarak yapılan iftiralara daha ne kadar göz yumacağız. İstanbul Sözleşmesini savunan derneklerin, kadınların ve sisli havadan nemalanmayı bekleyen gurupların ‘Müslüman mahallesinde salyangoz satmasına’ daha ne kadar seyirci kalacağız?

Osmanlı yüksek karakter ve maneviyatıyla Viyana kapılarına dayanmış, Avrupa’yı titretmişti. Hristiyan dünyasının en güçlü devletlerinden vergi alan konumundaydı. Müslümanları savaş alanlarında dize getiremeyen Haçlı, ne yazık ki uluslararası örgütleriyle; Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi vb. nin içten içe taşıdıkları İslam düşmanlığını yardım, insan hakları, kadın hakları vs. örgütleriyle kalbimize, beynimize işlemeye çalışıyor, kültürümüzü yozlaştırarak, maneviyatımızı çökerterek bizi öz benliğimizden uzaklaştırıp tarihi düşmanlıklarını gizleyerek intikam alıyorlar. Müslüman Devletlerin birleşmesini, ümmet bilincinin yok olmasını sağlayarak kendilerine köle yapıyorlar. Siyaseten, ekonomik ve kültürel olarak Müslümanları yozlaştırıyorlar. Dünyayı yönetmeye kalkan Siyonist emperyalizmin ortak aklı yüz yıllık planlarla Müslümanları parçalıyor, kutsal değerlerine saldırıyor, aile kurumunun yok edilmesi için her şeyi yapıyor.  

Bazı Avrupa ülkeleri bu sözleşmenin zararlı olduğunu açıklayarak uygulamadı, bazıları da sözleşmeden çekildiler. Ülkemizde ise hâlâ uygulanması, kadının beyanından yola çıkılarak adeta erkek düşmanlığı yapılması, ailelerin parçalanmasına göz yumulması, İslam’a aykırı maddeleri içermesi, sağlık yönünden de sakıncalı maddelerin bulunması nedeniyle ülkemizde uygulanıyor olmasını kabul edemiyoruz, üzülüyoruz ve utanıyoruz. Ahlaki ve inanç bağlamında temelsiz, tutarsız ve tamamen toplumsal yapının bozulmasına yönelik bu sözleşmenin İslam dininin; inanç, ibadet ve ahlak esaslarına yönelik bir saldırı projesi olduğunu görmüyorlar mı? Amacı ve ilkeleri çok net olarak açık ve bellidir; toplumları ahlaksızlığa, eşcinselliğin yaygınlaşmasına, karşı cinslerin flört yoluyla ahlaksızlaşmasına, toplumların nikâhsız yaşamasına alışmak yoluyla deizm, ataizm ve diğer izmlerin yaygınlaşmasına hizmet eden, aileleri parçalayan, bir nizam ve intizam içinde yaşayan toplumları böl, parçala, yut projesidir.

Bu sözleşmenin toplumumuz için bir tuzak olduğunu defalarca açıkladık ve bu konudaki düşüncelerimizi, fikirlerimizi ve önerilerimizi de Sayın Cumhurbaşkanı’na ve ilgili kurumlara resmi olarak ilettik. Bu sözleşmenin zararlı olduğu herkes tarafından ifade edilirken, hükümet kanadında da bu sözleşmeden çekilmek yönünde bir eğilim olduğu halde neden hâlâ yürürlükte olduğunu birileri açıklamalıdır. Bu sözleşmeden çekilmek için neyi bekliyorsunuz açıklayın. “

Bu yazıyı paylaşın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir