diyanet bir-sen yatay logo

AYASOFYA İÇİN MİLLET KARARINI VERMİŞTİR!

Ayasofya’nın aslına döndürülerek cami olarak kullanılması için oluşturdukları gündemin etkili olduğuna dikkat çeken Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, Danıştay 10. Dairesinin bu konudaki kararını 2 Temmuz günü vereceğini belirterek şunları söyledi:

“Ayasofya yaklaşık 481 yıl cami olarak kullanılmış ve Müslümanlar tarafından her ibadetlerinde Fatih Sultan Mehmet Han’a dualar edilerek aziz ruhlarına hediye edilmiştir. Ne var ki 1934 yılında İslam’ın göz bebeği, Kudüs kadar önemli ve namazların başka bir ruhaniyet ile ifa edildiği bu mekân garip bir şekilde çeşitli oyun ve hilelerle müzeye çevrilmiştir!

Diyanet Bir-Sen olarak, Fatih Sultan Mehmet Han’ın Müslüman Türk Milletine mirası olan Ayasofya’nın aslına döndürülerek cami olarak kullanılması gerektiğine yönelik oluşturduğumuz kamuoyu gündemi etkili olmuş ve nihayet bu konularda ciddi adımlar atılmıştır. Rabbime şükürler olsun ki, bize vermiş olduğu hidayet, akıl, izan, olayları yorumlama ve analiz etme gücü ve kamuoyunun desteği ile oluşturduğumuz gündem; Ayasofya’nın müze olarak kullanılmasının hem dini hem de kültürel açıdan sakat olduğu anlaşılarak milletin gündeminden çıkarılması yönünde irade ortaya konulmuştur.

Bugün bazı kesimlerce Ayasofya’nın cami olarak kullanılması konusunda referandum gündeme getirilmektedir. Bunun kasıtlı olduğunu düşünüyoruz. Çünkü İstanbul savaşla, kanla alınmış bir şehirdir ve Ayasofya’da onun bir parçasıdır. Savaşıp şehit vererek, kanınız akarak aldığınız bir şehirdeki herhangi bir yeri nasıl ve hangi amaçla kullanacağınızı referandumla mı belirleyeceksiniz? Ayasofya’yı referandumla mı özgürlüğüne kavuşturacaksınız? Bu nasıl bir sığ düşüncedir! Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya için referandum mu yaptı? Zamanında bir hata yapılmış, bizim de bu hatanın düzeltilmesini isteme hakkımız vardır. Esasen mahkemelerde bile tartışılması gereksizdir. Çünkü millet iradesi ancak milletin kendisi tarafından icra edilir, mahkemeler bunun tartışma yeri değildir. Ayrıca Türkiye’nin iradesini ve bağımsız bir devlet olduğunu göstereceği yer de mahkemeler değildir. Milli ve dini bir konuda milli iradenin tecellisi beklenir. Bunun tecelli edeceği tek yer de milletin vicdanıdır. Dolayısıyla referanduma karşı olduğumuz kadar, aslında bu konunun mahkemelerde tartışılmasını da doğru bulmuyoruz. Fakat hukuk devleti ilkesi gereğince konu mahkemeye taşındı. Devletin hukuki yollara başvurması doğaldır, buna saygı duyuyoruz.

Defaten açıkladığımız gibi, Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasının İslam dünyasında derin anlamı ve önemi var. Bu sebeple Türkiye’nin kendi iradesini ortaya koyabileceği bir devlet olduğu dünyaya gösterilmelidir. Türkiye’yi tüm değerleriyle paylaşılabilecek ve işgal edilebilecek ülke gözüyle görenler hayal kırıklığı yaşamalıdır. Nitekim Yunanistan ve ABD’den sonra Fransa’dan da yükselen itiraz sesleri Ayasofya’nın önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Ayasofya, Türkiye’nin iç meselesidir. İç meselede ise Türkiye’nin egemenlik hakkını nasıl kullanacağı yalnız kendi iradesiyle ortaya konulabilir. Bunu anlamak istemeyen Avrupa Devletlerine karşı irademizi göstermeliyiz. Dolayısıyla Türkiye’nin özgür tasarrufu ile ortaya koyacağı kararı etkilemeye çalışmak, tehditlerle durdurmaya çalışmak hiçbir ülkenin haddi de, hakkı da değildir. Ayasofya konusunda milletin kararı bellidir. Bu kararı küçümsemek, kararın ertelenmesini ya da bir daha görüşülmemek üzere gündemden çıkarılması için bir takım oyunlara girmek ve aynı haliyle kalmasını sağlamaya çalışmak boşunadır ve emperyalizmin son çırpınışları olarak görülmektedir. Bu konu hakkında Müslüman Türk Milleti nasıl bir karar vermişse o olacaktır. Başka seçeneği de yoktur. Kaldı ki sağıyla soluyla tüm siyasi partilerin ortak görüşü Ayasofya’nın cami olarak kullanılması yönündedir.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir